İki Yönlü İletişim Nedir ?

İki Yönlü İletişim Nasıl Olur ?

 

Ruhsal ve duygusal durumumuz salgı benzelerimizin çalışması da etkiler. Kimyasal dalgalar gibi Yükselip alçalan hormonlar. Bedensel aktivitelerimize,  davranışlarımıza ve duygularımıza etki eder.

Bu hormonlar. Endokrin sistemini oluşturan fark bezer tarafından üretilir. Her biri birbirinin üretimini etkileyen bu bezlerin en baskın, bir mesajşim şirketinin yöneticisi olarak değerlendirelebilecek olan hipofizdir. Deepak Chopra, Ageless Body, Timeless Mind kitabında, “korku benzer biçimde temel duygular soyut bir his olarak değerlendirebileceği adrenalin hormonu somut birer molekülü olarak da görülebilir” der.

“Bu his olmazsa hormon ortaya çıkmaz Zihin-beden tıbbı adını verdiğimiz devrim bu sıradan keşif üzerine kuruludur: Düşünce bir yere gittiğinde bir kimyasal madde onunla beraber gider.” Beyin, bağışıklık sistemi ve sinir hücreleri; zihin-beden arasında taşımakla görevli nöropeptidler (kimyasal haberciler olarak görev gösteren hormonlar) üretir. bu duygularla bedenin tüm bölümlerini birbirine bağlayan, iki yönlü bir iletişim sistemei kurmasını sağlar Nöropeptidler duygularımızı, hayallerimizi ve umutlarımızı varlığımızın en uç noktasında dek iletir. Barbara Hoberman  Levine, Your Body Beline Every Word You Say (bedeniniz söylediğiniz her söze inanır) adlı kitabında Buryl Payne’in “Tıpkı telefon mesajlarının elektrik sinyalleri halinde kablolar üzerinden ilerlemesi gibi, düşüncelerde sinirsel sinyaller halinde aksonlar boyunca ilerleyerek kasılan ve bezleri harekete geçirir” sözlerine yer verir.

Nöropepidler, algılarla düşünceler, beyinle hormonlar salgılayan bezler ve organlar arasında köprü oluşturur.

İki Yönlü İletişim

Duyguların fiziksel tepkilere dönüştüğü yer, beyindeki ufak bir bez olan hipotalamustur. Tıpkı bağırsaklar ya da mide gibi  hipotalamusta da nöropepid öbekleri bulunur. Hipotalamus beynin duygusal merkezidir. Bu organ sadece bir nöropeptici reseptörü değil, aynı zamanda tükürük ve böbreküstü bezlerini, iştahı, kandaki şeker düzeyini, vücut ısısını, kalbin, akciğerlerin, sindirim ve dolaşım sistemlerinin işlevlerini yöneten merkezdir.

Dengeli bir sistem kurulması için gereken kimyasalları ve hormonları üreten bir eczane gibidir. Tüm fikir ve duyguların yol açtığı tepkide hipotalamus devrededir. Özetle, bir parça stres ürettiğiniz an ortaya çıkan zincirleme tepkime bedenin tüm parçalarına nüfuz eder. Bağışıklık sisteminin önemli bölümleride nöropepidlerin tesiri altındadır. Amerikan Ulusal sağlık Enstitüsü Beyin Kimyası bölümünün eski başkanı Candace Pert, 1986 senesinde Sağlıklı Gelişim Enstitüsü’nün yayın organı Advances dergisinde, “Nöropeptidler hakkında daha fazla şey öğrendikçe, bilinç ve beden ayrımı hakkında geleneksel kavramlar ortadan kalkmaya başlamış, tek ve bütünleşmiş bir varlık olan ‘zihin-beden’den söz edilir olmuştur” der.

Beden ve zihin birbirlerinden bağımsız hareket eden iki ayrı sistem değil, hem manevi, hem dışsal etkenlere tepki veren tümleşik bir bütündür. Düşüncelerimiz ve hislerimiz fizyolojik sağlığımıza direkt tesir eder. Aynı şekilde bedenimizde yaşananlar da zihinsel ve duygusal durumumuzu etkisinde bırakır. Bu ikisini birbirinden ayırmamız, bir bütün olarak varlığımızı anlayabilme fırsatını tepmemize yol açar.

Yorum yapın