Tükenmişlik Paradoksu

Tükenmişlik Paradoksu 1

Anahtar noktaları Tükenmişlik her şeyden önce mesleki bir olgudur, bir ruh sağlığı durumu değil. Tükenmişliği tedavi ederken, kontrol edebileceğimiz ve kontrol edemeyeceğimiz şeyleri net bir şekilde ayırt etmemiz gerekir. Tükenmişlik tartışmalarında kişisel sorumluluk kavramı iki ucu keskin bir kılıçtır: Buna ihtiyacımız var ama aynı zamanda ters tepebilir. Tükenmişlik tartışmalarının kalbinde büyük bir paradoks vardır: Tükenmiş … Devamını oku

Yaşam Olayları Kişiliğinizi Değiştirebilir mi?

Yaşam Olayları Kişiliğinizi Değiştirebilir mi? 4

Anahtar noktaları Kişilik özelliği değişikliği yaygın olmasına rağmen, sıradan yaşam deneyimlerinden şaşırtıcı bir şekilde tahmin edilemez. Bunun nedeni, birçok deneyimin her değişikliğe katkıda bulunması, insanların bunlara farklı tepki vermesi veya her ikisi olabilir. Özelliklerimizin, hayatın bize sunduğu bireysel olayların insafına kalmaması rahatlatıcı olabilir. Kişilik özelliği değişikliği yaygındır. Örneğin, insanları bir kişilik özelliği açısından düşük, orta … Devamını oku

Sosyal Medya Paylaşımları İlişkinizi Etkiliyor mu?

Sosyal Medya Paylaşımları İlişkinizi Etkiliyor mu? 7

Sosyal medya günlük hayatımızın her alanına nüfuz etti ve romantik ilişkilerdeki rolü göz ardı edilemez. Sosyal medya paylaşımları, romantik ilişkilerin önemli bir bileşeni haline geldi. Bir çift ilk kez bir araya geldiğinde, ilişkilerinin ne kadar halka açık olmasını istediklerine karar vermelidirler. Ortaklar, önemli diğerlerini ilgilendirdiğinde neyin paylaşılmasının uygun olduğunu da öğrenmelidir. Sosyal medya ve anında … Devamını oku

Hiçlikten Yokluğa #5 Başka Bir Hayat Başka Bir Yaşam

Hiçlikten Yokluğa #5 Başka Bir Hayat Başka Bir Yaşam 9

Bu seriyi başlatmama sebep olan 2 etken var Psikoloğum ile artık görüşmüyor olmam. İçime atmaktan sıkıldım. Dikkat! Yazılarımın içerisinde küfür olabilir. Sizin düşüncelerinize ters düşen düşünceler ve fikirler olabilir. Ego, kendini beğenmişlik, öfke, kibir, narsistlik bulunabilir. Bolca eleştiri olabilir. Din, dil, ırk, köken, cinsiyet ayrımı yapılmayacaktır. Yazım hataları olabilir. Bir dilek tuttum… Gerçekleşmeyecek olsa bile. … Devamını oku

Hiçlikten Yokluğa #4 Benlik

Hiçlikten Yokluğa #4 Benlik 10

Bu seriyi başlatmama sebep olan 2 etken var Psikoloğum ile artık görüşmüyor olmam. İçime atmaktan sıkıldım. Dikkat! Yazılarımın içerisinde küfür olabilir. Sizin düşüncelerinize ters düşen düşünceler ve fikirler olabilir. Ego, kendini beğenmişlik, öfke, kibir, narsistlik bulunabilir. Bolca eleştiri olabilir. Din, dil, ırk, köken (buna söz veremem), cinsiyet ayrımı yapılmayacaktır. Yazım hataları olabilir. Yine geldim. Evet … Devamını oku

Hiçlikten Yokluğa #3 Yalnızlık

Hiçlikten Yokluğa #3 Yalnızlık 11

Yalnızlığı soruyorlar; yalnızlık bir ovanın düz oluşu gibi bir şey.

Bu seriyi başlatmama sebep olan 2 etken var

  1. Psikoloğum ile artık görüşmüyor olmam.
  2. İçime atmaktan sıkıldım.

Dikkat!

  • Yazılarımın içerisinde küfür olabilir.
  • Sizin düşüncelerinize ters düşen düşünceler ve fikirler olabilir.
  • Ego, kendini beğenmişlik, öfke, kibir, narsistlik bulunabilir.
  • Bolca eleştiri olabilir.
  • Din, dil, ırk, köken (buna söz veremem), cinsiyet ayrımı yapılmayacaktır.
  • Yazım hataları olabilir.

Sürekli bunları yazıyorum çünkü bu kurallar bu serini anayasası.

Sevgili okurum, uzun zamandır bunu söylemiyordum “sevgili okurum”.

Çok büyük bir korkum var. Beynimin çalışmayı bırakması, ölmek. Ölmek konusu hakkında başka bir yazı yazcağım bugünün konusu 2. en büyük korkum yalnızlık. Hiç uzun bir ilişkim olmadı. Oysa ben uzun ilişki insanyım. Herkese kolay bağlanamam, zor vazgeçirim. En uzun ilişkim 2 hafta sürdü. Düşünün ya koskocaman bir 2 hafta dile kolay 14 gün.

Her gün, her gece aynı rüyayı görmekten sıkıldım. Korkuyorum çok korkuyorum. 60 yaşıma ayak bastığım zaman hala yalnız kalıyor olmaktan korkuyorum. 60 yaşında hala aynı şehirde yaşıyor olmaktan korkuyorum. İnanın çabalıyorum, sanırım yetmiyor. Ben çok umut dolu biriyimdir normalde ama herkesin kara geceleri var. Son 4 yıldır benim her gecem kara. Hayatın içinde bir yerde sıkışıp kalmışım gibi. Unutmuşlar beni sanki orada ve burası o kadar ıssız, soğuk ve kurak ki…

HEYY okumak zorunda değilsin dostum. Burası benim çöplüğüm mızmızlanmayı bırak çık dışarı.

Burası benim. Burası benim son kalem. Yıkılmasına izin vermiyorum. Burası yıkılırsa bende yıkılırım.

İnsan kendinden kopabilir mi? Kendi içinde kendini ararken başkasını bulabilir mi? Buldum sandığı kişi yanlış kişi olabilir mi?

Hiçlikten Yokluğa #3 Yalnızlık 12

Bu fotoğraf beni anlatıyor sanki. Ağır basan taraf hayallarim. Ben ise hafif kalmışım, çok ağır basmışlar. Fazla büyük hayallerim var. Sizlere söylesem kahkaha atarsınız dalga geçersiniz. Yüzünüze söylemem ama çok kırılırım, içime atar fazla dolunca da ağlarım. Dertlerimi anlattığım kimse yok. Hoş anlatamam da zaten sevmiyorum anlatmayı. Sanırım ağzım mühürlü. Zeki ve Yakışıklı olmak bu da benim lanetim. 🙂 🙂 🙂

Arkadaşlarımı seviyorum doğum günlerini unutsam bile. Hayatımın içersinde birçok dönüm noktası oldu. Çoğunu yapmak için çok çabaladım. Hayatıma yeni bir çizgi çekmeden önce (son dönüm noktam) bir söz vermiştim. Bu zamana kadar yanımda olan bu insanlar şimdiye kadar buradaysa ve benim böyle olmama rağmen yanımda kaldıysalar doğru insanlardır. Benim yaptıklarıma, dış görünüşüme, huysuzluğuma değilde kalbime bakıp hala yanımda kaldılarsa bu insanlar beni gerçekten sevmiş insanladır diye düşünüyorum. Bende onları seviyorum ve onların yanında olmak istiyorum. Umarım onları kaybedecek bir hata yapmam.  (Baş harfleri Hasan, Mehmetcan, İrem. Evet baş harfi kardeşim sana ne burada kurallar biraz farklı.)

Sevgi eksikliği var içimde. Kalbiniz boşken gerçekten boş olduğunu hissediyorsunuz. orada olması gereken bir şey orada yok. Boş bırakılmış. Yerine başka şeyler konmaya çalışılmış ama olmamış. olmaz tabi nasıl olsun.

Fyodor Dostoyevski den Yeraltından Notlar okudunuz mu? Ben ilk 50 sayfasını okudum. Gerçekleri haykırması beni çok etkiledi. Herkes gerçekleri yazamaz. Buraya istediğim şeyi yazabilirim ve kimse gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu anlamaz. Dostoyevski gerçekleri haykırarak bağırdı. İşte bunu herkes yapamaz. Ben yapmaya çalışıyorum.

İnsanlara sarılan birisi değilim. çok fazla sarılmak istiyorum. Beni bir gün görürsen hiçbir şey demeden sarıl olur mu. (bu olasılık %5 civarı çok düşük)

iyi geceler sevgili okurum. Korkusuz bir hayat dilerim.

 

Bir derin kuyuya benzer yalnızlık. Taş atmak kolaydır içine: ama bu taş dibe inecek olursa, kim çıkarabilir?

Devamını oku

Hiçlikten Yokluğa #2 Girişememiş Girişimci

Hiçlikten Yokluğa #2 Girişememiş Girişimci 13

Dünyada taklit edilemeyen tek şey cesarettir. Bu seriyi başlatmama sebep olan 2 etken var Psikoloğum ile artık görüşmüyor olmam. İçime atmaktan sıkıldım. Dikkat! Yazılarımın içerisinde küfür olabilir. Sizin düşüncelerinize ters düşen düşünceler ve fikirler olabilir. Ego, kendini beğenmişlik, öfke, kibir, narsistlik bulunabilir. Bolca eleştiri olabilir. Din, dil, ırk, köken (buna söz veremem), cinsiyet ayrımı yapılmayacaktır. … Devamını oku

Hiçlikten Yokluğa #1

hiçlikten yokluğa

Bugüne kadar önceden yazılmış çevirileri okudunuz (yabancı sitelerden tek tek seçip çevirmiş olduğum yazılar) bu sitede ama şimdi benim yazdığım bir yazıyı okuyacaksınız, bundan sonra bu seri devam ettiği sürece benim yazılarımı okuyacaksınız. Serimin ismi  “Hiçlikten Yokluğa”. Bu seriyi başlatmama sebep olan 2 etken var Psikoloğum ile artık görüşmüyor olmam. İçime atmaktan sıkıldım. Dikkat! Yazılarımın … Devamını oku

Karl Marx Kimdir

Karl Marx Kimdir 17

Karl Marx Kimdir 5 Mayıs 1818‘de Almanya’nın Rhine Eyaleti’nin Trier kasabasında doğdu. Orta öğretimini Trier’de tamamladı. Bonn ve Berlin üniversitelerinde hukuk öğrenimi görürken tarih ve felsefeyle ilgilendi, Hegelci E. Gans’ın derslerini izledi. 1841‘de “Demokritos’un ve Epikuros’un Doğa Felsefelerinin Farklılıkları” adlı doktora tezinde, dinin maddecilik açısından eleştirisini yaptı. Sol Hegelcilere katılarak Bauer kardeşlerle dostluk kurarken, bir yandan … Devamını oku

Descartes Kimdir

descartes kimdir

Descartes Kimdir Düşünce tarihine daha genel bir perspektiften bakıldığında, Ortaçağ felsefesi, değer temelli ve teleolojik bir dünya görüşüne bağlanması, maddeyi ve dolayısıyla bilimi tümden unutup, tinsel olanı ve teolojiyi tahta çıkarması dolayısıyla bir uca yerleştirilebilir. Bu yapıldığında, Hobbes’u da değer yüklü bakış açısını, dünyanın geleneksel dini veya teleolojik yorumunu bilimsel dünya görüşü veya yeni mekanik … Devamını oku